Istakozdan Aldığım Ders

İnsan ders alma amacıyla kainata baktığında her nesne ona bir muallim olur.

Her hadiseden her kıpırtıdan alınacak dersler var, okuyabilene.

Bilmem ki hiç dokundunuz mu bir Istakozun kabuğuna.

Konuşabilseydik onunla, bir muhavere yapabilseydik eğer dertlerin omuzumuzu büktüğü bir demde…

Bir Istakoz evet bir Istakozla konuşabilseydik size ne diyecekti acaba…

Ey insanoğlu ben denizlerin ummanların derinliğinde uzun yıllar yaşayabilen bir canlıyım.Yaşadığım sürece büyür ve daima gelişirim ve hiçbir zaman yaşlanmam daima genç ve diri kalırım.

Diyeceksin ki sen de amma da gamsızsın be Istakoz kardeş!

Deme öyle dinle beni derdini dert zanneden iki ayaklı !

Yumuşak ve pelte kıvamında bir vücuda sahibim. Senin gibi kemiklerim iskelet sistemim yoktur.Ama genişlemeyen ve kırılması zor bir kabuğun içindeyim daima. Evet çok sert ve genişlemeyen bir kabuğum var.
İyi de nasıl büyüyorsun diye soruyorsun.İşte benim gizemli dünyamın  perdesini aralamanın ilk adımı…

Ben büyümeye devam ettiğim zaman içinde yaşadığım kabuk dar gelmeye ve beni sıkmaya başlıyor, canımı çok acıtır ey insanoğlu.Hani insanların seni anlamadığı anlamak istemediği şartların hep aleyhinde gelişip üzerine üzerine geldiği zamanlar gibi düşün.Bu aşamada kendimi yoğun baskı ve stres altında hissettiğimde hicrete çıkarım.Mekanımı değiştiririm. Bir kaya dibine çekilerek kabuğumu kırmak için amansız bir mücadele veririm. Uzun çabalar sonrası kabuğumu kırar ve bir süre sonra yeni büyük kabuklar oluşur bedenimde. Her oluşan kabuk bedenimi sıkar ama pes etmem zira biliyorum ki büyümem için bu acıya katlanmalıyım.
Hayatta kaldığım süre boyunca bu durum defalarca yaşanır. Kendimi yenilemem ve gelişebilmem için bu kabuğun bedenimi sıkması ve benim de o kabuğu kırmam gerekiyor daima. Kabuğumun geniş gelmesi aleyhimedir lehime değil. O sıkacak ki ben büyüyüp gelişeyim. Anlıyor musun ey kabukcuklarından şikayet eden insanoğlu…

Anlıyorum Istakoz kardeş anlıyorum…
Muhakemat isimli eserden bir anekdot:

Öyle kitap ki, kaideleri ile hilkat-i alemin kitabından dest-i kader ve kalem-i hikmet ile mektup ve cari olan kavanin-i amika-i dakika-i İlahiyeyi izhar ettiğinden; ahkam-ı adilanesiyle nev’i beşerin nizam ve muvazenet ve terakkisine kefil-i mutlak ve üstad-ı küll olmuştur.

Yavuz Berk Gündüzalp

Yorum bırakın